Dersler (9)

uttråkad - sıkılmış


uttråkad, uttråkat, uttråkade

Du verkar uttråkad.
Sıkılmış görünüyorsun.

Hur länge har du varit uttråkad?  
Ne zamandır canın sıkkın?

De blev uttråkad av att vänta här.
Burada beklemekten sıkıldılar.

Blir du inte uttråkad?
Sıkılmıyor musun?

Vill du veta vad du kan göra när du är uttråkad med det?
Bundan sıkıldığın zaman neler yapabileceğini bilmek ister misin?

Jag skulle snabbt bli uttråkad av att göra samma saker varje dag.
Her gün aynı şeyleri yapmaktan hemen sıkılabilirdim.

Hon är uttråkad av att hela tiden göra samma sak i livet.
Hayatında her zaman aynı şeyi yapmaktan sıkıldı.

Nu sen vi har kommit hem så verkar hon väldigt uttråkad.
Şimdi eve geldğimizden beri canı çok sıkılmış görünüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder